iyi kızlar cennete,, kötü kızlar HERYERE .. !!=))

Geçen hafta üst üste gelen birçok olaydan dolayı yazmakta ısrarlı olduğum bir konu vardı; fakat çeşitli sebepler dolayısıyla gecikmeler oldu ,yazım bu haftaya kaldı ee tabi bu sırada olayla unutuldu,intikam planları soğudu vs. " bu açıklama sizi yanıltmasın hayatımızın her kısmında şikayetçi olduğumuz bir konu bu özellikle de biz kızların !!=))HEMCİNSLERİMİZİN HIRSLARINA YENİK DÜŞEREK, BİZ MASUMLARIN ; O CADILARIN AZİZLİKLERİNE UĞRAMAMIZ ! Evet konu tam anlamıylaa capslock'lu kısımda yazdığım ! =))
Biz kızların doğasından mıdır nedir bilinmez sürekli bir birbirini çekememek ,arkadaşının arkasından kuyu kazmak , iyi niyetle yapılan şeyleri aleyhine(suşsuz kişinin) çevirerek iyinin yanındakileri yanına çekmek vs. heeh bunlar çok küçük bi kısmı benim yaşadıklarımın mesela. Sonra annem diyo benim kızlarım niye normal değil niye kızlarla arkadaş olamıyolar ?Anne sen söylee şimdi ! nasıl arkadaş olayım ben bunlarlaa !Bu arada her yazımda olduğu gibi yine mevzuyu üstüne alacak birçok insan olacak ama "yapılck bişey yok"http://www.youtube.com/watch?v=kYokJ5Qe7_U.. ahhaha =D (yarası olan gocunur diye de hoş bir sözümüz vardır ayrıca )
  Hayır hepimizde mutlaka vardır ama biraz belli etmeyin be canım.. Öneri olarak; herkesin her şeyine salça olmamakla iyi bir başlangıç yapabilirsiniz ya da kendi arkadaşlarınızla yetinmek, elalemin dedikodusunu hayvani bi şekilde yapmamak  (herkes mutlaka biraz dedikodu yapar.) kısacası efendi olmak "benden size küçük tavsiyeleer !!.. İnsanın kafası rahat oluyor inanın ,ben uzun zamandır yapmıyorum ve mutluyum, tabi bir de sana bulaşanlar kısmı var mevzumuzun, o rahatsız etse de fazla etkilemiyor en azından sen konulara takılmadığın sürece.Bkz: ben takıldım ki bunlardan bahsediyorum ,,ama napayım ablacım içimde kalırdıı valla yazmasaydım ,anlatmasaydım derdimi.. Okuyan kısçeler bunları yapıyosanız; bi zahmet ben be benim gibilerden uzak durun valla boşuna huzursuzluksunuzz.. =))

aptal.-önsöz-

İçinde anlatmak istediğin bir sürü şey olmasına rağmen ağzından kelime çıkmamasının, ellerinin klavyeye gitmemesinin, nöronlarının durduğunu hissetmenin verdiği duyguyla yazıyorum. Hayatım boyunca kararsız bir insan oldum. Bu kararsızlık beni yorup durdu. Sheldon’ın yaptığı gibi elime bi zar alıp çift gelirse şunu tek gelirse şunu yaparım demeyi bile düşündüm. Bir türlü olmadı, halen öyle.  Düşünceler zamanla beynimin içine etti. Halen öyle…

İnsanlarla uğraşmak gerçekten zor. Çünkü’’ insanlar birazcık aptal.’’ Hele ki zor dönemlerinizde daha da aptallaşır. Salak salak durduk yere,haksız yere triplere girenleri mi ararsın, arkandan iş çevirenleri mii, boş boş konuşup beynini şeyedenleri mi… hangisini ararsan gel bende var. Vereyim kardeşim..

(Bunların asıl nedenleri ne,insanlarlar neden böyle,çocuklar niye sütten zehirleniyo?- hepsinin cevapları bük'ün diğer yazısında.kaçırmayınnnnn!!! şuanda mala bağladığım için ben sadece önsözü yazıyorum -_- )

Size benden Atiye-salla şarkısı gelsin. Şenlikte (tıklabakiyim) dinlersiniz :p

Not: uğraşmak istemediğiniz insanları silin ayol hayatınızdan. Ben yaptım, %100 çalışıyo. 

Sosyal sorumlululuk. yemezler.

Çeyrek milyon imza sayesinde 6 GDO’lu yem reddedildi. Sırada onay bekleyen, gıda amaçlı 29 GDO türü var. Bu büyük tehdide dur demek için sen de imzala, “yemediğini” göster!

Platoniklik sıkıntısı var bi de başımızda...

Platonik aşk, sekülerlikten çıkarak tinsele dönüşen aşk anlamına gelir. Ünlü düşünür Platon'un adından gelir.

Günlük Türkçe'de, karşılığı sorgulanmayan aşk anlamında kullanılır.

Aslına göre gerçek sevgidir. Fiziksel doyum için değil, yani ilişkide olunan kişiyle gezmek, dolaşmak, öpüşmek vb. yapılabilir. Çünkü buradaki şart "doğal aşk" diyebileceğimiz bir şeydir.Kişinin kendisinin kendi olduğu için ona aşık olma durumudur.   Platonik aşk, bilinenin aksine, karşılıksız, imkansız aşk gibi anlamlara gelmemektedir. Platonik aşk, Platon'un Devlet adlı eserinden türemiş bir deyimdir. Devlet adlı eserinde Platon, olamayacak kadar ideal bir devleti tarif etmektedir. Devlet sadece ve sadece vatandaşlarının çıkarları için var olmalıdır. Hatta o kadar ileriye gider ki, devleti yönetenlerin filozof olması gerektiğini bile söyler. İşte bu kadar idealist bir düşünce zamanla, gerçekleşmesi mümkün olmayan, ama gerçekleşse ne kadar da güzel olur denilen arzulara tercüman olan bir deyim olan "Platonik" deyimini oluşturmuştur. "Platonik aşk" demekle,üremeye yönlendiren, üreme kurgulu "doğal-Tanrısal" aşk değil, aslında ideal aşk, ifade edilmektedir. [1]Bunu biliyor muydunuz ? Ben bilmiyordum vallahi..

Yaşanılan ortak sıkıntılardan biri olan "platonik aşk"ı günlük hayatımızda tamda bu manada kullanmıyoruz araştırmada dediği gibi .. Şimdi Platona bela okuyarak mı başlasak böyle bir şeyi başımıza çıkardı diye ?! yoksa yıllardır mutlaka hayatımızın bir anında yaşamış olduğumuz platonik aşklardan dolayı çektiğimiz sıkıntılardan mı başlasak bilemedim?.. Ya da şöyle yapalım zaten aklımızda onca soru varken bir de bunu çıkarmayalım ve sırasıyla ele alalım.Platon amcamız bugünkü anlamıyla kullanılacağını bilse söyler miydi bu kelimeyi sizce?Bence adam bu kadar ah alacağını bilseydi hiç girmezdi bu takım alengirli işlere ..Diğer seçeneğe geçelim : Küçüklükten beri yaşamışızdır mutlaka platonik bir aşk.. Küçükken öğretmenine, komşu oğluna (kızına),Y ada daha belirsiz olarak yolsa sürekli gördüğün birine.. Acıtmıştır mutlaka görünce,duyunca,ya da varlığını hissedince o kişiyi .. Yine somutluğa verdiğimiz değer bence bu soyutluğun en büyük nedeni ,, tipini beğenirsin hoşuna gider belki bir gün tanışma imkanı bulursun tanırsın ve tip artık her şey olmaktan çıkar çünkü kişilikte eklenir artık somutluğa,ve bir bakarsın karakter gelir siler her şeyi.Başka bir etki de; biz kızlardaki salak huylar sayesinde çocuk sana kesin aşıkmış gibi tanılar atılır ortaya.. "yaa baknsan sürekli bakıyoo" "arkdaşlarına bakarak bir şeyler söylüyo bizim hakkımızda" "kesin hoşlanıyo " vs..gibi şeyler söyleyen çevre faktörüdür.Bu APTAL alışkanlıklarımızdaan kurtulmanın vakti gelmedimi sizce de ??İşte onları atıp kendi düşüncelerimizi uyguladığımız gün platoniklikten sıyrılıp gerçekleri yaşamaya başlacağız.Umarım yazım kafanızda düşünce değişikliğine yol açmıştır ,açmadıysa" ben hala bildiğim yolda devam ederim üzülmek hoşuma gidiyo benim yea"diyosanız da güzel bir site buldum "platonik aşklara mesajlar"diye bi kısmı var hahah,,aşağıda seçtiklerimi söyleyin de bari karşı taraf için başlamayan duygular sona ersin,(bak hala kimse üzülmesin istiyorumm ) ! =)) seçilen örnek mesajlar;

Ne zaman Seni görsem kalbim yerinden oynuyor gözlerine baksam o an hayat donuyor ama bir sen görmüyorsun karşında duramıyorum :(

Karşılıksız sevgi benimkisi sana platonik bağımlı bir serseriyim, Sen ise Benden Habersiz Mahsum bir kedisin bebeğim.. **(bik' ten faili meçhul birisine )

Hayatı Seviyorum Seni Sevdiğim kadar Ama Seni görünce Hayatı unutuyorum Sen Kalıyorsun o an sadece benim dünyamda. ama sen beni görmüyorsun kendi dünyanda..

Seni hayal ediyorum geceleri Masamın Soğuk kenarında zaten hep hayal ediyorum seni olsanda olmuyor istemiyorsun beni.

Nasıl Sevdi Bu Kalp Seni Neden Sevdi Bu Kalp Seni? Sorularım Bende Saklı Sen Kimseden Habersiz Sadece Kalbimde Saklısın Bebeğim.. 

..

(yukardakiler tavsiye dışıı !!) Herkese bol gerçek aşklı günler diliyorummm ,,öpüldünüzz !!=))

anket

Anketimiz kapandı arkadaşlar.Oy veren parmakcıklarınıza sağlık.14 kişiyi öper, sonuç olumlu olduğu için takipten ayrılmamanızı dileriz.

Bikkare Osman'lı rüyalar diler.

Yaklaşık olarak 2 senedir Allah’ın kullarına görüp gösterebileceği en saçma rüyaları görüyorum. Bilinç altınsal olan bu durumu değerlendirmekten bıktım, beynimi kendi haline bıraktım geceleri.kopuyoruz.Bu yazımda 2 gün arka arka gördüğüm rüyalarımı anlatacağım size. Rüyalarımın ortak yönü Aybike Çölgeçen tabikii.

ilkin, gününü hatırlamadığım bi gecede Biktoşu(çölgeçen’i) gördüm efendim. Okuldayız, sınıf kalabalık ve ödev dağılımı yapılıyor. Ne hikmetse artık (!) biktoşla aynı grupta yer alıyoruz. Ödevimiz: şarkıya ayak uydurarak dans etme. Biktoş oldukça sorumsuz davranıyor. Garip şekilde yapmaya çalıştığım el hareketlerini yapamıyor vesayre.biktoşu asansörde sıkıştırıp : ‘kendine gel aybike! Sanki tek benim sorumluluğum (ahah burası yoktu ama biktoş için yazdım,nedenini anlayıp gülecektir.) 3 kredilik ders olmasa ben de oynamam herhalde’ deyip atarlanıp yola getiriyorum falan. Neyse bitiyor burada ilk rüyamız.

Geçelim 2ye… rüyamın başrolünü yine biktoş tutuyor. Bu sefer bikimin anneciği Nazan Teyze de rüyamda. Üçümüz kuafördeyiz. Bikim saçlarını yeni boyatmış. Nazan Teyze, hafif kırık (tabirimden alınanlar varsa özür dilerim) olan kuaföre ‘bak kızımın saçı nasıl olmuş? Boyanın rengi Osman (!?)’ diyor. Osmanın altını çizdim. Kuaför bikimin yeni saçısını hiç beğenmiyor. Bikim buna karşılık uzaktan laf sokarak her zamanki kahkasını atıyor. Nazan Teyze ile kuaför tartışmaya başlıyor… burada sabah alarmı çalar Şatır uyanır.

Kullandığım zaman eklerinden dolayı çok yoruldum. Daha marjinal rüyalar görmem halinde yazarım.öperim.Ayrıca bi renginiz olursa adını Osman koyun.

Biz 1 günde 8 mevsim yaşamış insanlarız ayık olun.

Sabah kalktık erkenden malum okul falan biliyosunuz işte ,havaya bakayım da ona göre giyineyim dedim güneş'i gördüm tabi bi de açıp camı bakayım da garanti olsun dedim baktım;" iyi ya hava güzel bugün " dedim ama ne kadar büyük bi hata yaptığımı ilerleyen saatlerde fazlasıyla anladım. Okula gittik falan dehşet içeren bir kasırga başladı 1..  kantine giderken bahçeye açılan kapının etrafı çöplük olmuş hava dolayısıyla toz kütlesini düşünün 2.. kimya dersine girdik rüzgarın ıslığı diye bir şey yoktu artık çünkü çığlıklar havada uçuşuyordu 3.. sonra aniden camları delme kapasitesine sahip büyüklükte yağmur damlalarının atmaya başlamasıyla yaşanan mevsim ise 4.. Yağmur azaldı güneş çıkmaya başladı ardından tepelerin(veda vakti geldi teletabilerin hihihihi ) 5.. Güneşin tepede yerini almasıyla pişirme merasimi devreye girdi 6.. saat 20:00 sularına doğru hafif bi esinti ..7 biraz önce balkona çıktım hava alayım diye bir baktım donuyom  8.. aldım havamı gördüm günümü ,,hatamı anlamış oldum özür diledim kendisinden ve söz verdim kendisine bir daha güzel dememek için.. İşte Eskişehir'de yaşamak böyle bir şey sanki güzel deyince havanın yedi sülalesine küfür etmişsin gibi algılanıp allah ne verdiyse yağdırıyo, yardırıyo ,mahvediyo bizi .. Bugünü 8 mevsimle kurtardık yarın daha fazlasını görmemek ümidiylee ((=